Başak Nur GÖKÇAM
IoT (Internet of Things) yani “Nesnelerin İnterneti” dendiğinde, herhangi bir ağa veya daha büyük kapsamda internete bağlı olan her şeyin birbirleri ile interaksiyona girebildiği bir dünya düşünebiliriz.
Çevremizdeki tüm elektronik bileşenlerin bir arada çalışabilmesi üzerine kurulu bir teknoloji olan Nesnelerin İnterneti, her türlü cihazdan alınan veriler ve bilgiler ile fiziksel dünyayı dijital dünyaya entegre ediyor. Dünya üzerinde teknoloji ile bağlantılı cihaz sayısı 2020 yılında 10 milyar seviyeler ile ifade edilirken, günümüzde bu sayı 15 milyarı buluyor.
techasaY CEO’su Osman Koç, “2030 yılına kadar teknoloji bağlantılı cihaz sayısının 30 milyara ulaşacağı tahmin ediliyor. Büyüklüğü şu an 600 milyar dolar olduğu söylenen IoT pazarının önümüzdeki dönemlerde yıllık bazda ortalama yüzde 25’in üzerinde büyüyerek 2030 yılında 3 trilyon doları geçeceği ön görülüyor. IoT sayesinde, sorunların ortaya çıkmadan önce tespit edilmesi ve diğer birçok getirisi ile dünya ekonomisine 2030 yılında 14 trilyon dolardan fazla katkı sağlayacağı düşünülüyor” diye konuştu.
TechasaY olarak, şirketlerin dijital dönüşüm süreçlerine destek olduklarını belirten Osman Koç, “Fiber altyapı, ağ altyapılar, bilgi güvenliği, veri güvenliği gibi işleri yapmakla beraber aynı zamanda enerji alanında enerjiyi daha düşük maliyetlerle kullanabildikleri ya da tasarruf edebildikleri çözümler uyguluyoruz. Uzaktan izleme yaparak yüzde 7.5 ila yüzde 12 arasında bir tasarruf sağlanıyor.
Yöneterek ise yüzde 30’lara varan bir tasarruf sağlatabiliyoruz” dedi. “Enerji alanında; IoT teknolojisi ile, enerji izleme, analiz, yönetim ve tasarrufuna yönelik sunduğumuz çözümlerle şirketlerin sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağlıyoruz” diyen Koç şöyle devam etti, “Kendi geliştirdiğimiz yazılımlarımız ve uygularımızı 10 yılı aşkın süredir müşterilerimize kullandırıyoruz.
Müşterilerimizin enerji yönetimini uzaktan yaparak, günlük meteorolojik verilere uygun tasarruf elde etmesini sağlıyor, faturalarını uzaktan takip ediyoruz. Dolayısıyla günün sonunda ne kadar enerji tükettiğiyle ilgili bir rapor oluşturularak, iklimlendirme yönetimi yapılıyor” ifadelerinde bulundu.
Sınırda Karbon’a hazırlık var farkındalık yok
Ekim ayında raporlamanın başladığını ve 2025 yılının ocak ayında devreye girmesi planlanan Sınırda Karbon Vergisi düzenlemesine ilişkin de konuşan Osman Koç, “Sınırda karbon vergisine yönelik bir hazırlık var fakat farkındalık ne kadar var onu bilemiyoruz. Net bir durum söz konusu olmadığı için biz de o noktada müşterilerimizin buna yönelik hazırlık yapmalarını sağlıyoruz. En meşakkatli yol yerine en kolay yoldan gidip, doğru duraklarda durabilirseniz, o zaman en iyisini yapmış olursunuz” dedi.
KOBİ kendini hızlı toparlar
Sınırda Karbon Vergisi düzenlemelerinde en hazırlıksız olan KOBİ’ye ilişkin de değerlendirme yapan Koç, “KOBİ; farkındalığı düşük gibi görünebilir fakat adaptasyonu çok hızlı bir segment. Çünkü büyük bir mekanizmada bir şeyi değiştirmeye çalışmakla, küçük bir mekanizmada değiştirmeye çalışmak arasında fark var. Dolayısıyla onların adaptasyon süresi çok hızlı ve büyük beceriye sahipler” diye konuştu