Yıllardır ekranlarda görmeyi en sevdiğimiz isimlerden bir tanesi de Çağatay Ulusoy elbette. Bir süredir yalnızca dijitalde izleyebildiğimiz Ulusoy, Gaddar dizisi ile ekranlara dönüyor bildiğiniz gibi. Şimdilerde yeniden adını sık sık magazinde duyduğumuz oyuncunun ilişkilere dair konuştuğu bir röportajın ortaya çıktığı iddia edildi. Görenler ise ‘Bunları Çağatay Ulusoy’un söylemesi mümkün değil!’ tepkisini verdi.
Türkiye’nin en sevilen ve en beğenilen oyuncularından bir tanesi Çağatay Ulusoy tabii ki.
Kimilerine göre övgülerimizin bile yeterli kalmadığını biliyoruz. Ulusoy’un hem yerli hem de yabancı pek çok hayranı var. Adını Feriha Koydum ile başladığı bu serüvende yakışıklılığı ve proje seçimleriyle büyük bir kitleye erişmesi çok da uzun sürmedi kendisinin.
Yıllardır ekran önünde olan oyuncu, proje seçimleri konusunda çok titiz bildiğiniz gibi.
2010 yılında Best Model Of Turkey birincisi olmasının ardından yapımcıların hemen yakasına yapıştığı Ulusoy, Adını Feriha Koydum’un Emir Sarrafoğlu olarak çıktı karşımıza ilk kez. Ardından Medcezir’le cila çekti. Ekran’da son olarak kendisini izlediğimiz yapım ise İçerde olmuştu.
Uzun bir süredir yalnızca dijital işlerde izlediğimiz Çağatay Ulusoy’un farklı projeler için yaşadığı değişim tüm sosyal medya ahalisini dumur etmişti.
Netflix’te Hakan Muhafız ile başladığı dijital sektörü bir daha bıraktıramamışlardı kendisine. Fakat yer aldığı tüm yapımlar için saçından- sakalından tutun, kilosuna kadar her şeyini değiştiren oyuncu kısa sürekli şok yaşatıyordu görenlere. Hele ki Pehlivan Koca Yusuf’u canlandırmak için 20 kilo aldığı hali… Filmin ertelenmesinin ardından bir çırpıda vermişti yine kiloları.
Son olarak Terzi’de rol alan oyuncu yine alışık olduğumuz o hali ile çıkıyordu karşımıza.
Terzi’nin Peyami’si olarak da çok beğenildi fakat Emir Sarrafoğlu, Yaman Koper ve Sarp Yılmaz her zaman izleyicilerin gönlünde bir ukde bıraktı.
Derken beklenen oldu ve Çağatay Ulusoy, Gaddar dizisi ile ekranlara geri döndü.
Yeni dizisindeki tarzı eski rollerine oldukça benzetildi ve hem tanıtımı izleyenler, hem de bu fotoğrafı görenler tarafından oldukça beğenildi. Dizinin 2 ya da 9 Şubat’ta yayına girmesi bekleniyor. Çünkü Çağatay Ulusoy’un Netflix’teki Kübra dizisi de aynı dönemlerde yayına girecek.
Gündem bu denli Çağatay Ulusoy’la dolup taşmışken, ünlü oyuncuya ait olduğu söylenen bir röportaj yeniden gündeme geldi.
Yayınlanan röportajda Çağatay Ulusoy’un ilişkiler hakkında söyledikleri ‘Yok artık, bu Çağatay değildir!’ dedirtiyor görenlere.
Çünkü “Meslektaşınla aşk yaşar mısın?” sorusuna “Allah belamı versin, bu çevreden biriyle ilişki yaşamam” cevabını verdiği söyleniyor.
‘Allah belamı versin, bu çevreden biriyle ilişki yaşamam. Büyük konuşuyorum ama 5 sene sonra da 20 sene sonra da bu düşüncede olacağım. Çünkü rahatsız olurum. Manken ya da oyuncu, hayatta olmaz. Benim bambaşka bir dünyam var. İşim bu dünya, özelim başka bir dünya. Birlikte olduğum kişiye çok zaman ayırmak isterim. Alıp her yerde dolaşmak isterim. Bu da piyasadan biriyle mümkün olmadığı için, çok sorun çıkar. İlişki bazında bu camiada temiz kalmak zor.’
Sevgilisinin başka biriyle samimi olmasının rahatsız hissettireceğini söylemiş Ulusoy.
‘Profesyonel de olsak rol gereği öpüşmesi, bir erkekle verdiği samimi verdiği pozlar beni rahatsız eder. Kadınıma sadece ben dokunmalıyım. Yanlış anlama, yobaz değilim. Ama dayanamam. Benim dokunduğum, beraber uyuduğum insana başkası dokunmamalı. Ne kötü bir şey. Düşününce bile kötü oluyorum.’
Tabii hemen akıllara meslektaşı ve yeniden sosyal medyadan takip etmeye başladığı eski aşkı Duygu Sarışın geliyor.
Bahsi geçen aynı röportajda bunların yanı sıra ‘Çok kıskancım. Giydiği her şeye karışırım. Sevdiğim kadın için yasaklarım vardır. Öyle çok aşırı mini etekleri giyemez. Yanımda dolaştırdığım kadına bakanın ‘Offf’ demesini istemem. Ben ‘Ne güzel bir kızla birlikteyim’ deyip gurur duyan tiplerden değilim. Bana ters.’ diyerek kıskançlığının da altını çizdiği söyleniyor.
Ufak bir araştırmayla öğreniyoruz ki Çağatay Ulusoy’un bu söylemlerinin yer aldığı röportaj 2011 yılında yayınlanan bir blog yazısına ait.
Gerçekten bu sözler Çağatay Ulusoy’a mı ait bilemeyiz. Eğer öyleyse de çok eski anlayacağınız…
