Ev sahibi ve kiracılar arasında yaşanan anlaşmazlıklar artık anlaşmayla sonuçlanıyor. Öte yandan İzmir 4’üncü İcra Hukuk Mahkemesi kiracısına yasal zam oranı yüzde 25’in üzerinde kira artışı yapan ev sahibinin ‘kötü niyet’ tazminatı ödemesine karar verdi. Arabulucu Avukat Umut Metin sistemle ilgili son bilgileri milliyet.com.tr’ye anlattı:
Burada icra mahkemesinde kira sözleşmesine uygun kira ödenip ödenmediği kontrol ediliyor. Burada genel bir mahkeme durumu yok. Kira sözleşmesinde diyelim kira bin liradır. Yüzde 25 artış oranı varsa 1250 ödenecektir. Kiracı bunu ödedi mi ödemedi mi buna bakılır.
Burada farklı bir durum var. Konutlarda sadece yüzde 25 zam yapılacağı anlamına gelmez. Bu haber yüzde 25’in ötesinde bir kira zammının mümkün olmadığı sonucuna varıyor ve ev sahibinin cezalandırıldığını söylüyor.
“TARAFLAR ZAM SINIRINA TABİ OLMADAN ARTIRABİLİRLER”
Taraflar anlaşarak yüzde 25 zam sınırına tabi olmadan istedikleri kadar artırabilirler. Örneğin bugün bir anlaşma sağlandı. 1500 TL olan kira bedelinin 20 bin TL’ye artırılması konuşuldu ve anlaşma sağlandı. Emsalleri 30 bin TL. Taraflar oturuyor ve yeni kira bedelinde anlaşıyorlar.
“MÜLK SAHİBİ TEK BAŞINA ‘YÜZDE 500 ARTIRDIM’ DİYEMEZ”
Yüzde 25’i şöyle algılamak lazım. Mülk sahibi kendi başına kirayı yüzde 300-500 artırdım diyemez. Orada yüzde 25 zam sınırı var. Ancak taraflar yeni bir kira bedelinde anlaşabilirler. Arabuluculukta bunun ötesinde anlaşma imkanları da yaratılıyor.
Günlük olarak biz Türkiye’nin her yerinden kira tartışması sorununu farklı oranlarda anlaşmalar üreterek sağlıyoruz. Bir mahkemenin kararını ceza vermiş gibi anlatmak yanlış bilgilenmeye neden olabilir. En iyi adalet tarafların kendi yarattığı adalettir. Nerede anlaşıyorlarsa ona saygı duymak gerekir.
EV SAHİPLERİ YÜZDE 25 ZAM ÜZERİNDEN ANLAŞMA SAĞLANDIĞINI NASIL İSPATLAYACAK?
Taraflar kendi aralarında bir evrak imzaladıkları zaman şunu söyleyebiliyorlar. Zorla imzalattılar diye. Ancak arabuluculukta böyle bir şey yok. Arabuluculuk bakanlık adına görev yapıyor. Tarafların iradelerinin baskı altında olmadan verildiğini ortaya koyuyor. Yüzde 25’in ötesindeki anlaşmaların yazılı yapılması, yazılı ve arabulucu ile yapılması tartışmaya mahal vermez.