Ayşe Atasayar adlı öğretmeni eziyet çektirerek öldürmekten mahkum edilen Murat Akar’ın, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in müsteşarlığı döneminde danışman olarak çalıştığı ortaya çıktı. Milli Eğitim Bakanlığı’nda sıradan bir sözleşmeli memur olarak görünen Akar’ın aynı zamanda Fatih Projesi gibi ihalelerle haksız kazanç elde ettiği de gündeme geldi.
Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan, Ayşe Atasayar’ın cinayet davasını köşesine taşıdı, firari Murat Akar için iki yıldır avukatların kırmızı bülten talebinin reddedildiğini belirtti, “eli değdiği ihalelerle zenginleşmiş bürokrat, bir öğretmeni katletti. Dilim varmıyor ama olağandışı yargı hareketi bize adeta birileri tarafından kollanılarak kaçırıldığını gösteriyor.” diye yazdı.
Barış Pehlivan, dava sürecini “Bakanlıktan çıkan öğretmen katili” başlıklı yazısında şöyle aktardı:
“Ayşe öğretmen vücudunun her yerine 80 civarında darbe almıştı. Ama ölümü, kafasına aldığı birden fazla darbenin ardından beyin kanamasıyla gerçekleşmişti. 40 saat boyunca can çekişmiş ancak ölünce Akar sağlık görevlilerine haber vermişti.
Murat Akar önce ilaçla öldü dedi. Otopsi raporu yalanladı. Eski eşi dövmüştür dedi. Onu da tanıklar yalanladı. Eve başka biri gelmiştir dedi. Kamera kayıtları eve kimsenin gelmediğini gösteriyordu. Sonunda kendi kendine düşüp kafasını çarptığı hikâyesine sığındı.
Murat Akar’ın bir şiddet geçmişi vardı. Başkalarının yanında da Ayşe öğretmeni itip kakması bir yana, eski kız arkadaşının eski sevgilisine vurarak kemiğini kırmıştı. Kısacası şiddet onun için sıradanlaşmıştı.
YARGININ ELİNDEN KURTULDU
Okuduktan sonra Murat Akar cezasını çekmiştir diyor olabilirsiniz. Yanıtı ’Burası Türkiye’ olacak!
Tane tane anlatayım…
Önce Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi, 11 Şubat 2016’da Murat Akar’ı kasten cinayetten mahkûm etti. Cezasında indirim yaparak 25 yıl hapis cezası verdi. Bu ne indirimi derken… Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Akar’ı ’Kasten yaralama sonucu ölüme neden olmak suçundan cezalandırmalıydın’ dedi ve bu cezayı bile fazla bularak bozdu. Yerel mahkeme ’Peki’ diyerek Yargıtay’ın istediği kararı verdi. 671 sayılı KHK ile gerçekleşen infaz düzenlemesiyle serbest bıraktı. Dosya yeniden Yargıtay’a gitti. Ancak bu kez Yargıtay fikir değiştirdi. Cezayı ’Eziyet çektirerek öldürmekten müebbet diyerek vermeliydin’ dedi. Yani önceden daha az ceza isterken bu kez müebbet istedi. Dosya bir kez daha yerel mahkemeye gitti. Ama Murat Akar çoktan ortadan kaybolmuştu. Avukatları iki yıldır kırmızı bülten çıkarılmasını istediği halde bu talepleri de reddediliyor. Fikirlerini söyleyenler hapiste günlerini doldururken, yüksek yargının yıllar sonra müebbet istediği Akar, özgürce dolaşıyor!
Milli Eğitim Bakanlığı’nda bir zamanlar bugünkü bakan Yusuf Tekin ile birlikte çalışan, eli değdiği ihalelerle zenginleşmiş bürokrat, bir öğretmeni katletti. Dilim varmıyor ama olağandışı yargı hareketi bize adeta birileri tarafından kollanılarak kaçırıldığını gösteriyor.
Yusuf Tekin bugün milli eğitim bakanı. Yıllardır milli eğitimin vicdanını kanatan bu davada katilin bulunup cezalandırılmasını sağlayabilecek hükümetin bir üyesi. Haliyle okulları, dersleri, öğretmenleri yönetmek yetmez, Ayşe öğretmenin katili yakalanıp cezasını çekmeli. Tekin takipçisi olmalı.” (HABER MERKEZİ)