Türkiye, 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlere odaklanmış bir durumda. Siyasi partiler başarılı bir performans sergilemek için adaylarını kuyumcu titizliğiyle belirlemeye çalışıyor. Muhalefet kanadında 14 ve 28 Mayıs seçimlerinden alınan yenilgi sonrası kopukluk söz konusu. İYİ Parti Lideri Meral Akşener’in, yerel seçimlerde ittifak yapmayıp, 81 ilde aday çıkaracaklarını açıklaması, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, seçimlerden sonra ittifakların bittiğine dair söylediği sözler, yapılacak olan yerel seçimlerde ortaya nasıl bir tablonun çıkacağı vatandaşlardan siyasilere kadar herkes tarafından merak ediliyor. Optimar Araştırma Şirketi Başkanı Hilmi Daşdemir, İttifak olmaması durumunda CHP ve İYİ Parti’nin yaşayacağı belediye kayıpları, HDP desteğinin CHP’deki etkisi, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın, seçilip seçilemeyeceği, İYİ Parti için ittifakın önemi, Gelecek ve Saadet Partisi’nin kurduğu ittifakın kazanımları, AK Parti’nin İstanbul ve Ankara’yı tekrardan geri alması için adaylarının sahip olması gereken özellikleri değerlendirdi.
“CHP VE İYİ PARTİ İTTİFAK YAPMAZSA BÜYÜKŞEHİRLERİN ÇOĞUNU KAYBEDERLER!”
CHP ve İYİ Parti’nin yerel seçimlerde ittifak yapmaması durumunda Ankara, İstanbul başta olmak üzere, Adana, Mersin gibi belediyeleri kaybedeceklerini belirten Hilmi Daşdemir, “Antalya kesin kaybedilecek ilk akla gelen belediyeler olarak sayabileceğim belediyelerdir. İYİ Parti’de olan Samsun İlkadım da kaybedilecek belediyelerden biri olur.” şeklinde konuştu.
İttifak olmaması durumunda CHP ve İYİ Parti’nin avantaj ve dezavantajlarını değerlendiren Daşdemir, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Cumhuriyet Halk Partisi her halükarda oy alabileceği keskin CHP seçmeni olan bir kitleye sahip. İzmir, Muğla ve benzeri gibi illerde ilçelerde CHP’nin etkinliği, tabanı var. Hizmete de bakmıyorlar. Artık ne olursa olsun, CHP’nin 6 oku olduğu zaman oy veriyor, buradaki kitleler. İstanbul’daki Kadıköy, Beşiktaş, Şişli gibi ilçeleri de bu çerçevede sayabiliriz. Ancak İYİ Parti açısından bakıldığı zaman durum çok öyle değil. İYİ Parti, belki doğru adaylar gösterebilirse, o doğru adaylar da şöyle olabilir, diğer partilerin aday göstermedikleri, yerelde ismi olan isimleri gösterip lokal yerleri kazanabilir. Ancak nihayetinde zaten belediyecilik anlamında sıkıntısı olan bu iki partinin belediye başkanları ciddi anlamda belediye sayılarının azalmasına sebep olur.”
Daşdemir, İstanbul’da doğru bir aday gösterilmesi durumunda CHP ve İYİ Parti İttifakı devam etse bile Ekrem İmamoğlu’nun, aday gösterilmesi durumunda Cumhur İttifakı’nın kazanma ihtimalinin, yüksek olabileceğini de sözlerine ekledi.
“CHP VE HDP SİYASETİ PARALEL BİR SEVİYEDE!”
CHP ve HDP’nin, 2015’ten beri belli bir ittifakın içerisinde olduklarını aktaran Daşdemir, sözlerine şu satırları ekledi:
“Zaman zaman oy geçişleri de oluyor. Orada belli bir ittifak yapmalarını bekliyorum. Özellikle CHP’nin son dönemdeki siyaseti HDP siyasetiyle neredeyse paralel bir seviyede. CHP’de bir genel başkan değişikliği olsa, Özgür Özel seçilse de durum aynı olacaktır. Çünkü Özgür Özel de bir konuşmasında Sezgin Tanrıkulu’na sahip çıkmıştı. İkisinin de durdukları yer Kılıçdaroğlu ile aynı olduğu için orada HDP ile yakınlaşmanın devam etmesini beklerim.”
“HDP DESTEK VERMEZSE CHP BİRÇOK BELEDİYEYİ KAYBEDER!”
HDP’nin yerel seçimlerde CHP’ye destek vermemesi durumunda büyükşehir belediyeleri başta olmak üzere CHP’nin birçok belediyeyi kaybedeceğinin altını çizen Daşdemir, “Az önce Aydın’ı saymadım. Aydın da risk barındırıyor CHP açısından. Efeler Belediye Başkanı’nın istifası ile orada tabanda bir ittifak vardı. İlk Aydın’da Özlem Çerçioğlu kazandığında kıl payı kazanmıştı. Daha sonra orada muhalif blok onun etrafında birleştiği için devam etti. Efeler, Nazilli Belediye Başkanları istifa etti. Efeler CHP’den, Nazilli İYİ Parti’den istifa etti. Dolayısıyla muhalefet tarafında ciddi bir sıkıntı var.” diye konuştu.
HDP’nin, sahil kesimlerindeki seçmen kitlesini hatırlatan Daşdemir, “Diğer birçok il ve ilçelere bakıldığında İzmir’de bazı yerlerde bunu yine benzer şekilde görebiliriz. Orada da HDP seçmeni belli bir oranda var. İYİ Parti seçmeni de var. Tabi bunlar blok olarak birleştiğinde bir seçim kazanma anlamında etkisi olabiliyor. Genel olarak şunu söyleyebiliriz, burada ittifak olmadığı zaman CHP’de zarar görür. HDP Doğu ve Güneydoğu’da belli bir tabanı olmakla birlikte Batı’da CHP’ye destek vermezse CHP’de ciddi anlamda sıkıntı yaşar. Birçok belediye başkanlığını da kaybetme durumuna gelir.” İfadelerini kullandı.
“YEREL SEÇİME İTTİFAKSIZ GİRMENİN İYİ PARTİ’YE MALİYETİ AĞIR OLUR!”
İYİ Parti’nin doğru düzgün belediyesinin olmadığını ifade eden Daşdemir, “İlçe olarak da bir orta ölçekte İlkadım Belediyesi kaldı. Nazilli de İYİ Parti’deydi. Orası da belediye başkanının istifa etmesiyle AK Parti’ye geçti. Hatta İlkadım da istifa edecek denilmişti. İYİ Parti’nin, son genel seçime de bakacak olursak Türkiye’de ikinci olduğu bir Aksaray var. Orada da CHP aday göstermedi. İYİ Parti’yi destekledi. Onun dışında oy oranı da yüzde 20 civarında. İkisinin toplamı. Onun dışında ikinci veya üçüncü olduğu bir il yok. Genellikle illerde 4 ve 5. sırada. Doğu ve Güneydoğu’da yüzde 1’ler civarında oyu var. Buradan bakınca İYİ Parti’nin bazı illerde aday bulması bile mucize olur.” dedi.
Yerel seçime ittifaksız girmenin İYİ Parti için bir maliyeti olacağını söyleyen Daşdemir, sözlerini şu şekilde devam ettirdi:
“Genel seçim olsa bu İYİ Parti için daha makul bir şey olabilirdi. Ancak bu bir yerel seçim ve yerel seçimde de daha çok biraz daha tabanı oturmuş bir partiler ve adayları yereldeki isimler önemli. Oradan bakıldığı zaman da bunun çok kolay olacağını düşünmüyorum açıkçası. Belli ölçülerle belediyeler aracılığıyla partilere finansman sağlanıyor. Bu finansman aracı olarak da görüldüğü için kendileri açısından çok rasyonel değil. Kendileri hesaplar yapıyorlar. Parti tabanını tutundurma ve benzeri süreçler açısından söylüyorlar. Ancak yarın farklı bir pozisyona farklı bir noktaya geldikleri zaman kendi tabanlarındaki inandırıcılıklarını kaybedecekler. Bu açıdan bakıldığında bence gereksiz yere böyle açıklamalar yaptıklarını söyleyebilirim.”
“GELECEK VE SAADET İTTİFAKI İKİSİNE DE KAZANDIRMAZ!”
Gelecek ve Saadet Partisi’nin, yerel seçimde ittifak kararı almasının sıfır gibi etkisiz olduğunu belirten Daşdemir, “Saadet Partisi’nin bir tabanı var ama tabanını CHP ile gittiği ittifakta sıfırladı. Çünkü burada Saadet Partisi’ne yüzde 1 ya da belli bir oranda bir önceki seçimde de aynı bir şekilde bir yerde göremedik. Dolayısıyla böyle bir süreç içerisinde bir iddialarının olabileceğini düşünmüyorum. Matematiksel olarak bakıldığında sıfır artı sıfır elde var sıfır noktasına getirir bizi. İkisi adına da bir kazanç çıkmaz ikisi adına da.” İfadelerini yer verdi.
“AKŞENER’İN AMACI İMAMOĞLU’NUN ELİNİ GÜÇLENDİRMEK!”
İYİ Parti’nin ittifaklara karşı çıkışı ve 81 ilde aday çıkaracakları açıklamasını yorumlayan Daşdemir, sözlerine şu satırları ekledi:
“Her yerde kendi adayımızı çıkaracağız blöfü ya da çıkışının aslında bakarsanız İmamoğlu’nun elini güçlendirme anlamında bulduğunu göz ardı etmemek gerekir. Çünkü Akşener, daha önce kazanacak adaydan muradı hep Ekrem İmamoğlu oldu ve İmamoğlu ile hareket etti. Son dönemde nerdeyse İmamoğlu Akşener ittifakı vardı. Ben böyle bir ittifak olması halinde İYİ Parti ya da İmamoğlu’nun kazanmasını beklemem. Bu İYİ Parti’nin, oyunu belki bir iki puan anlamında yükseltebilir. Ama İmamoğlu da siyaset sahnesindeki etkisini tamamen kaybetmiş olur.”
Daşdemir, bazı ilçelerde İmamoğlu’nun 23 Haziran 2019’daki seçimlere göre yüzde 10 ve üzerinde oy kaybının olduğunu belirterek, sözlerini şu şekilde devam ettirdi:
“Dolayısıyla İmamoğlu’nun işi her anlamda zor. Burada Cumhur İttifakı özellikle AK Parti’nin doğru bir adayla İstanbul’da hareket ettiği takdirde İstanbul’da seçimi kazanması çok kuvvetli ve muhtemel. HDP de Ekrem İmamoğlu’nu desteklemezse İmamoğlu’nun kazanması zor.”
“İYİ PARTİ MANSUR YAVAŞ’I DESTEKLESE DAHİ KAZANAMAZ!”
İYİ Parti’nin, Mansur Yavaş’ı desteklemesine rağmen kazanamama ihtimalinin olduğuna dikkat çeken Daşdemir, “Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu gibi siyaset anlamında çok fazla mesaj vermiyor. Yavaş daha politik davranıyor. Ya da işte kendince bir strateji izliyor. En büyük artısının, kendisiyle birlikte çalışan insanlar da söylüyor konuşmaması olduğu söyleniyor. Konuşursa eğer sıkıntı olacağını bildiği noktalar olduğunu bildiğine dair yorumlarda yapılıyor. Yavaş’ın, belediyecilik anlamında Ankara’ya çok bir şey katamadığı gibi bir süreç var. Diğer taraftan da bu noktadan bakılırsa Mansur Yavaş’ın karşısında iyi bir aday olması durumunda Ankara’nın profiline uygun bir aday olması halinde onun için de seçim süreci çok farklı bir şekilde ilerleyecektir.” dedi.
“MUHARREM İNCE İZMİR’DEN BİLE ADAY OLSA SEÇİLEMEZ!”
İYİ Parti ile ittifak yapacağı konuşulan Muharrem İnce’nin, geçmiş dönemlerde çok ciddi bir potansiyelinin olduğunu hatırlatan Daşdemir, “Siyasette en önemli konu zamanlama derler. Zamanlama açısından bakınca Muharrem İnce’nin zamanlaması 2018 seçimleri sonrasında onu parti kurmaya götürmüş olsaydı, İnce şu anda yüzde 15’ler civarında oyu olan bir partinin genel başkanı olurdu. İYİ Parti diye bir parti de kalmazdı. Çünkü geçmişte çok ciddi bir performansı, hitabet yeteneği vardı. Altı da doluydu tamamen. İşte aldığı oy açısından da bakıldığında Akşener’den daha ileri bir boyuttaydı. Tam o ulusalcı, seküler, milliyetçi kesimi de yakalayabileceği bir söylemi olduğu için o potansiyeli vardı ancak şu anda İzmir’den bile aday olsa tüm bunlar da seçilmesine yetmeyecektir.” şeklinde konuştu.
“CUMHUR İTTİFAKI İSTANBUL VE ANKARA’DA KAZANMAK İSTİYORSA…”
Cumhur İttifakı’nın, Ankara’da belediyeyi tekrardan kazanması için Ankaralılığı tartışma konusu olmayan bir adayla seçime girmesi gerektiğinin altını çizen Daşdemir, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Ankara ile hikayesi olan bir isim olduğu takdirde bununla birlikte de milliyetçi, ülkücü kesimle de problemi olmayan bir aday olması halinde Ankara’yı Cumhur İttifakı’nın kazanması oldukça kolay olacaktır. Çünkü Ankara’nın bu dört buçuk yılı kayıptır. Mansur Yavaş, tüm bunlara rağmen algıyı iyi yönettiği için, ciddi anlamda bir düşüşü yok ama bir veya iki yıl öncesine göre Yavaş’ın da popülerlik ve beğenisinin, memnuniyetin, başarı algısının düştüğünü de söylemek lazım.”
Daşdemir, İstanbul’a ise aday olacak kişide Karadenizlilik unsurunun önemli olduğunu söyleyerek sözlerini şu şekilde sonlandırdı:
“Doğu Karadeniz, Trabzon olursa İmamoğlu’nun anti tezi olması açısından da önemli. Bununla birlikte, İstanbul’da başarı hikayesi olan bir isim olması lazım. Bir ilçe belediye başkanı olması bu anlamda etkili olabilir. İstanbul’un, kabul edeceği bir isim ile gidilirse kazanılabilir. İstanbul’da geçmiş dönemlerde de belediye meclis üyelerine falan baktım. Orada Doğu Karadeniz veya Karadeniz’in ciddi bir ağırlığı var. AK Partililerin bazıları Trabzonlu diye Ekrem İmamoğlu’na oy verdiler. İstanbul ile ilgili bazıları Mehmet Sekmen’i Şadi Yazıcı’nın da olabileceğini söylüyorlar. Trabzonlu olmayıp bir Rizeli olan A formülü üzerinden geçmişte uzun dönem KİPTAŞ Genel Müdürlüğü yapmış olan İsmet Yıldırım’ın da bu anlamda ismini dillendirenler var. Özelikle Ergün Turan ve Hilmi Türkmen de Trabzonlu başarılı belediye başkanlıkları sebebiyle konuşulan isimler arasında olduğunu söylemek gerekir. Tevfik Göksu’nun Grup Başkan Vekilliği sebebiyle yine gündemde olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü uzun yıllardır İstanbul siyaseti içerisinde ve Milli Görüş’ün mutfağı olan tüm süreçlerde de Tevfik Göksu var. Ancak Karadenizli değil Adıyamanlı. Başarılı bir belediye başkanı, eğitimli birisi. Bunların hepsi değerlendirilecek, anketlerde kim çıkacak, Sayın Cumhurbaşkanı kimi tercih edecek? Bunları ilerleyen zamanda göreceğiz. Aynı zamanda yine Milliyetçi Hareket Partisi Lideri Devlet Bahçeli’nin de itiraz etmeyeceği, onun da destekleyeceği bir isim olması gerektiğini de söylemek lazım.”